Balkan Notları 2 – Kosova (Prizren-Priştine)

Prizren Sinan Paşa Camii.
Prizren Sinan Paşa Camii.

Cuma akşamı Üsküp’te başlayan gezimizde Pazar sabahı Kosova’ya hareket ettik. Üsküp üzerinden gelindiğinde Kosova’da gezilecek iki yer var. 1. Priştine 2. Prizren.

1 - Priştine



Priştine Fatih Camii.
Priştine Fatih Camii.

Priştine, Üsküp’ten 90 km uzaklıkta. Özel araçla 1 saat 15 dakika sürüyor. Biz Prizren’de kalacak şekilde Kosova’ya bir gece ayırdık. Pazar sabahı Üsküp’ten yola çıkıp 10 sularında Priştine’ye vardık. Kosova’da asıl vakit ayırılması gereken yer Prizren olduğu için Priştine’ye 2 saat ayırmak yeterli olacaktır.

Gümrükten geçip Kosova sınırlarını geçtiğinizde hemen yolların düzeldiğini ve araçların kalitesinin arttığını fark ediyorsunuz. Bu durum iki ülke arasında ekonomik durumun farkından kaynaklanıyor olsa gerek.

Priştine’de ilk görülmesi gereken yerler, aynı sokak üzerinde adeta yan yana yer alan Fatih Camii, Yaşar Paşa Cami, Çarşı Murad Camii’dir.

Fatih Camii, 1462’de Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılmıştır. Huzur verici bir avlusu var. İçi ise adeta İstanbul’daki Fatih Camii’nin bir minyatürü.

Sokak üzerindeki ikinci eser ise Yaşar Paşa Camii’dir. Eski bir Arnavut ailesinin oğlu olan Üsküp valisi Yaşar Mehmed Paşa tarafından 1834 yılında inşa ettirilmiştir. İçindeki süslemelerle dikkat çekiyor.

Yaşar Paşa Camii.
Yaşar Paşa Camii.
Çarşı (Murad) Camii.
Çarşı (Murad) Camii.

Üçüncü durağımız ise sokağın başındaki Çarşı (Murad) Camii. “Taş Cami” olarak da bilinen bu güzel cami, 1389 yılında Osmanlı Sultanı I. Bayezid döneminde inşa edilmiş. Bölgenin en eski camisi kabul ediliyor. TİKA tarafından restore edilip geçen sene (2023) ibadete açılmış.

Bu arada yeri gelmişken değineyim: TİKA Balkanlar’daki neredeyse her Osmanlı bakiyesi eseri restore ederek tekrar ibadet ve ziyarete açmış. Bu açıdan gerçekten takdire şayan işler yapıyor ve yapmaya devam ediyorlar. Tarihi yaşatmak kimliği yaşatmaktır nitekim.

Priştine’deki son durağımız, şehir merkezinden 6 km uzaklıktaki Hüdavendigar Türbesi. “Meşhed-i Hüdavendigar” diye de bilinen bu yere, Sultan 1. Murad Hüdavendigar Kosova Savaşı’nın hemen ardından şehit edilince iç organları gömülmüş, naaşı ise Bursa’ya nakledilmiş.

Bu türbe, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından restore edilmiş.

Meşhed-i Hüdavendigar.
Meşhed-i Hüdavendigar.

Öğle namazıyla birlikte Priştine’deki ziyaretlerimizi tamamlıyor ve güneyde 1 saatlik uzaklıktaki tam bir Osmanlı şehri olan Prizren’e hareket ediyoruz.

2 - Prizren

Sinan Paşa Camii.
Sinan Paşa Camii.

İkindi namazından önce Prizren’e vardık. Prizren, daha şehre girer girmez sizi büyüsü altına alıyor.

Kosova’nın ikinci önemli şehri olan Prizren, Balkanlar’da Saraybosna ve Üsküp’ten sonra en çok tarihî caminin bulunduğu şehir. 1455’te Osmanlı tarafından fethedilmiş.

Bistriça veya Akdere adıyla bilinen nehrin ikiye ayırdığı şehre girerken sizi karşılayan ilk yapı, nehrin diğer yakasındaki Sinan Paşa Camii oluyor. Prizrenli bir Arnavut olan Vezir Sofu Sinan Paşa 1615 yılında bu görkemli camiyi yaptırmış ve o gün bugündür şehrin simgesi konumunda. Otele yerleşir yerleşmez ikindi namazı için soluğu bu camide aldık.

Halvetî Tekkesi.
Halvetî Tekkesi.

Namazdan sonra Taş Köprü’yü aşarak nehrin diğer yakasına geçtik. Köprünün diğer ayağında Halvetî Tekkesi yer alıyor. Şeyh Pir Osman Baba (ö. 1164/1747) tarafından 1712 yılında kurulan bu tekke, Arnavut bölgelerinde kurulan tekkelerin ilki. "Saraçhane Tekkesi" diye de bilinir. Cerrâhî Tarikatı’nın postnişini Ahmet Özhan Beyefendiyle orada denk gelmek bizim ilginç bir tesadüf oldu. Bizimle yakından ilgilendi ve kısa bir sohbet imkânı oluştu.

Gazi Mehmed Paşa/Bayraklı Camii.
Gazi Mehmed Paşa/Bayraklı Camii.

Tekkenin hemen arkasında Mehmed Paşa Hamamı yer alıyor fakat biz gittiğimizde kapalıydı. Etrafındaki inşaat ortamından anlaşıldığına göre restore ediliyor.

Hamamın karşısındaki sokaktan devam edince karşımıza Gazi Mehmed Paşa veya diğer adıyla Bayraklı Camii çıkıyor. 1573’te yapılan bu camide ezan vakitlerinde minaresine yeşil bir bayrak çekildiği için Bayraklı Camii deniyor. Saat 5 sularında gittiğimizde cami kapalıydı ne yazık ki.

Yeri gelmişken değineyim: Balkan turu boyunca namaz vakitleri dışında neredeyse bütün camileri kapalı bulacaksınız. Koruma amaçlı olsa gerek bu önlem. Bu yüzden namaz vakitlerini denk getirmenin önemi bir kez daha anlaşılıyor. Yatsı namazında tekrardan buraya dönerek namazımızı burada eda ettik.

Saint George Sırp Ortodoks Katedrali.
Saint George Sırp Ortodoks Katedrali.

Tekrardan nehrin diğer yakasına geçiyoruz. Zira Prizren kalesinden gün batımını seyretmenin ayrı bir tadı olduğunu duyduk. Kaleye çıkış biraz zahmetli, demedi demeyin.

Kale yolunda 1887 yılında inşa edilen Saint George Sırp Ortodoks Katedrali karşımıza çıkıyor. Ortodokslar saat 6’da ayin yaptıkları için gayri ihtiyari biz de ayine denk geldik ve ilk defa bir Ortodoks ayinine şahitlik ettik.

Orta Çağ’dan kalma kaleye çıktığınızda bütün eserleriyle birlikte tüm Prizren’i tepeden temaşa etme imkânına sahip oluyorsunuz. Özellikle gün batımına denk getirirseniz tadı bir başka oluyor. Tabi akşam namazına aşağı Sinan Paşa’ya yetişmeyi ihmal etmeyin.

Prizren Kalesi'nden şehre bakış.
Prizren Kalesi'nden şehre bakış.

Sinan Paşa’nın bir iki dükkân yanındaki Banana Split adlı mekânda Balkanlar’ın en güzel trileçesini yiyip yine en güzel brovnisasını yudumlayabilirsiniz. Yatsı namazından sonra Prizren çarşısında biraz daha turladıktan sonra hemen nehir kenarındaki otelimize dönüyoruz. Yarın sabah Arnavutluk üzerinden Karadağ’a geçeceğiz.